Cumhuriyet Savcısı Mehmet Aykut Cihangir

 

“Felsefenin görevi kavramlar üretmektir” der bir yazar.

Kavramlarla düşünüyor, hissediyor ve yaşıyoruz.

Kavramlarımız, hayatımızın özetidir.

Bunu bilen teorisyenler bir milleti esir almak istediğinde önce kavramlarını alır elinden.

Kavramların içini boşaltır, onlara yeni ve farklı anlamlar yükler.

Artık düşüncenize, duygularınıza ve hayatınıza kolaylıkla hükmederler.

 

Her alanda kendi kavramlarımızı yeniden inşa etmeye ihtiyacımız var.

Bağlamından koparılan, gönül coğrafyamızı tarümar eden kavram saldırısına karşı yeni bir yaklaşım ve bakış açısı geliştirmeliyiz.

 

Bize ait kavramlarımız olmalı.

Evrensel olana açık, gelişime duyarlı; ama özünden, kökünden kaynaklanan, beslenen ve büyüyen milli bir duruşumuz olmalı.

Her millet kendi asaletini önce köklerinden alır.

Medeniyet tasavvuru ve inşası, kendi kavramlarımızla kaim olacaktır.

 

Bir ülkenin geleceği ve kaderi; düşünce, sanat ve bilim insanları kadardır.

Bir medeniyetin geleceği,

şairleri, yazarları, bilim insanları ve düşünürleri ezcümle münevverleri kadardır.

 

Münevver sınıfı; kavramları inşa eden, politika yapıcılara, hukuk ve siyaset adamlarına ilham ve yön veren bir üst akıl gibidir.

Gönül coğrafyamızla ilgili acil gördüğüm ihtiyacı paylaşayım:

İNSAN YETİŞTİRMELİYİZ.

MÜNEVVER SINIFI YETİŞTİRMELİYİZ.

 

Münevver; aydın demektir.

Dertli bir gönüldür; bir mum gibi kendi yanarken etrafını aydınlatan kişidir münevver.

 

Her alanda;

yetkin, yetenekli, yeterli ve donanımlı insanlar olmalı ve yetiştirmeliyiz.

Bilim, kültür, fikir ve sanat üreten münevver sınıfı inşa etmeliyiz.

Kavramlarımızı bu münevver insanlar yeniden inşa etmeli.

Bizi tarih ve medeniyetler atlasında temsil edecek akıl, ruh ve gönül dünyasına sahip münevverler olmalı ve yetiştirmeliyiz.

 

“Eğitimin amacı olguları öğretmek değil, düşünmeyi öğretmektir” der bir düşünür.

Kavramlarımızı yeniden inşa edecek bir düşünce ve duygu çalışmasına ihtiyacımız var.

Bunu nasıl yapabileceğimizi biliyorum:

Anne karnından başlayan bir eğitim sistemiyle.

Ailede başlayan, okulda ve iş yaşamında devam eden; hayat boyu ve sürekli öğrenme vizyonuyla, beşikten mezara bir ilim, eğitim ve kültür seferberliğiyle.

“Aşkınan çalışan yorulmaz.” der Neşet Ertaş.

Var mısınız

yeniden, en baştan başlamaya ve çalışmaya; hayatı aşkla yaşamaya.

Haydi hiçbir yerden yardım gelmeyecekmiş ve yeryüzünde tek başına kalmış gibi yorulmak bilmeden aşkla çalışalım.