1xbetm.info hipas.info wiibet.com mariobet giriş restbetcdn.com

içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

DEMOKRASİ TARİHİMİZİN KARA LEKESİ OLAN 27 MAYIS DARBESİ LANETLE ANILIYOR

Adnan Menderes ve iki bakanının idamıyla sonuçlanan 27 Mayıs darbesi 61. yıldönümünde lanetle anılırken, dönemin tanıklarının anlatımları, gün yüzüne çıkan belgeler, mağdur yakınlarının verdiği bilgiler ve cuntanın içinde yer alan şahısların itirafları CHP'nin darbede oynadığı rolü tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor.

Dönemin tanıklarının anlatımları, gün yüzüne çıkan belgeler, mağdur yakınlarının verdiği bilgiler ve cuntanın içinde yer alan şahısların itirafları ise CHP'nin darbede oynadığı rolü tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor.

Halkın desteğiyle iktidar olma ümidini kesen İsmet İnönü ve çevresindeki gözü dönmüş güruh, orduyu darbe yapmaya tahrik ve teşvik etti. Yine 27 Mayıs darbesine zemin hazırlayan toplumsal olayların ve provokasyonların arkasında da CHP'lilerin olduğu görülüyor. Cuntacı subaylar, halkın büyük teveccühüyle iktidara gelen Demokrat Parti'nin ülkenin rejimini değiştirmeye çalıştığı yalanıyla yönetime el koyarken, CHP ve yandaşlarının darbedeki katkısı günümüzde de tartışılmaya devam ediyor.

 ‘9 SUBAY'I SAVUNMAK İÇİN AVUKAT GÖREVLENDİRDİ'

Ergenekon ve Balyoz'da olduğu gibi CHP, o dönemde de hükümeti devirme planları yapan cuntacıların müdafiliğini yapmış, “Atatürkçü” TSK mensuplarına “komplo” kurulduğunu öne sürmüştü. Milli Savunma Bakanlığı Tetkik Kurulu'nda Binbaşı rütbesiyle görevli Samet Kuşçu, darbe hazırlığını deşifre etmiş ve 9 subay tutuklanmıştı. Ancak devreye giren CHP yöneticileri, darbe tertibi içinde olan subayları savunmak için bir avukatlar ordusu görevlendirmişti.

Darbecileri aklamak için her türlü psikolojik savaş yöntemini kullanan CHP,  bir yandan da Samet Kuşçu'nun akli dengesinin bozuk olduğuna dair ‘candaş' gazetelere haber yaptırmıştı. Nihayetinde darbe girişiminin örtbas edilmesiyle 8 subay beraat etmiş, Kuşçu ise hapis “orduyu isyana teşvik” suçundan hapis cezasına çarptırılmış ve rütbesi sökülerek TSK'dan ihraç edilmişti. CHP'nin var gücüyle savunduğu bu subaylar, daha sonra merhum Adnan Menderes ve iki bakanın asılmasıyla sonuçlanan 27 Mayıs 1960 darbesini gerçekleştirmişti. ‘9 subay olayı'nın aktörlerinden Kurmay Albay Cemal Yıldırım da, ‘teşekkür' için saflarına katıldığı CHP'den milletvekili adayı olmuştu.

İNÖNÜ SUBAYLARLA GİZLİ TOPLANTI YAPMIŞ

Darbeyi yapan Milli Birlik Komitesi üyesi emekli Binbaşı Ahmet Er bile yaşananlardan CHP'yi sorumlu tutmuştu. 27 Mayıs darbesinde CHP'nin önemli rol oynadığını belirten Er, ihtilal kararı alan subayları incelediklerini ve yüzde 90'ının CHP taraftarı olduğunu kaydederek, “Darbede ilk nüveyi CHP'li subaylar oluşturdu.

TSK'nın yüzde 95'i İsmet Paşa'yı tutuyordu” ifadelerini kullanmıştı. CHP Genel Başkanı İsmet İnönü'nün, darbeden önce CHP taraftarı subaylarla gizli bir toplantı yaptığını anlatan Er, İnönü'nün bu toplantıda subaylara “İktidarı bana verirseniz, size 6 yıl senatörlük vereyim” dediğini ileri sürmüştü.

Ahmet Er'in bu itiraflarını değerlendiren Celal Bayar'ın torunu Emine Gürsoy Naskali, 27 Mayıs'ta İnönü ve CHP'nin azmettirici rolünü bildiklerini dile getirmişti. CHP ve yandaşları ayrıca darbenin yıldönümü olan 27 Mayıs gününü yıllarca bayram olarak kutladı.

VESAYETÇİ DEMOKRASİ

Hepsi bu kadar değil. “Sandıktan gericiler çıkıyor” iddiasıyla, seçilmişlerin elini kolunu bağlayan vesayetçi bir “devlet iktidarı” anayasası yapılmış, yargı kadrosu ve kültürü de buna göre şekillendirilmiştir! Prof. Bahri Savcı’ya göre, bunun adı “Atatürkçü demokrasi” idi!

1970’lere doğru, “cici demokrasi” diye hürriyetçi demokrasiyi aşağılayan, “eksik kalan devrimi tamamlamak” görevini “asker sivil ilerici aydınlar”a veren teorilerle ordudaki cuntalaşmalar devam etmiş, ardından silahlı terör örgütleri gelmiştir! Bunu darbeler izlemiştir.

Türkiye dünya ortalamasının üstünde kalkınma hızını ilk defa 1950-60 döneminde yakalamıştı. 27 Mayıs’ın yarattığı “meşruiyet krizleri” içinde debelenen Türkiye, 1980’e gelindiğinde Güney Kore’nin gerisinde kalacaktı!

27 Mayıs, kanlı bir utançtır, Türkiye’yi “meşruiyet krizi”ne atan siyasi bir cinnettir.

TÜM DARBELERE LANET OLSUN

27 Mayıs 1960 Darbesini,12 Mart 1971 Muhtırasını ,12 Eylül 1980 Darbesini, 28 Şubat 1997 Post Modern Darbesini, 27 Nisan 2007 Bildirisini, 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi;

Devletin verdiği görev ve yetkilerini, darbe berduşluklarına alet eden, yamuk yapılı piyon hayinleri nefret ve şiddetle kınıyor, ülkemin birdaha bu kahpe zihniyetli zorbalarla yüzleşmesini istemiyor, faillerini  Allaha havale ediyoruz. Rabbim haklarından gelsin diye niyazda bulunuyorum.

Susturulmuş yüreklerin ve kaybolan vicdanların resmi, demokrasi ve insanlık tarihinin kara günlerinden biri olan 27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi’nin 61. yıl dönümünde, darbeler sonucu hayatını kaybeden vatandaşlarımıza ve şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.

15 Temmuz 2016  darbesi namlu yine halka çevrildi. Bu sefer ordunun başında yigit korkusuz Vatanı icin tüm Dunyayı karşına alan bir lider(RECEP TAYYİP ERDOĞAN) vardı. Halk ondan aldığı güven ve güçle çevrilen namluya teslim olmadı. Canını verdi vatanını vermedi. Darbelere darbe yapan aziz milletin bir mensubu olmaktan onur ve gurur duyuyorum. Allah Vatanımıza bir daha böyle acılar yaşatmasın.

Yazımı demokrasi şehidimiz merhum Adnan Menderes'in şu son sözleri ile tamamlıyorum.

"Hayata veda etmek üzere olduğum şu anda, devletim ve milletime ebedi saadetler dilerim. Bu anda, karımı ve çocuklarımı şefkatle anıyorum."

Halkın adamı Adnan Menderes'i ve arkadaşlarını saygı ve rahmetle anıyorum. Mekanları cennet olsun.

Demokrasiyi ve hürriyeti sonuna kadar savunan tüm cesur yiğitlere selam olsun.

Sevgi ve saygılar...

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI