-
Nevzat Aksoy
Tarih: 23-05-2021 15:20:00
Güncelleme: 23-05-2021 15:42:00
Değerli okuyucularımız herkese dua ve selamla yazıma başlıyorum.
İçimizdeki doğal dünyanın iklimini, dünya ki küresel gelişim dalgalanmalarının olumlu olumsuz rüzgarlarından kendi düşünce dünyamızın süzgecinden elemediğimiz için, maalesef dünyamızı saran dur durak bilmeyen gelişmelere ayak uydurma sevdası, ülke ve toplumların modası haline gelince, zaman bizimle değil; bizler zamanın esiri haline geldik.
Bizlere var olan yaşam sınırlarımız, doymak bilmeyen nefis ve ihtiraslarımızın esiri haline geldiği için, sınırı belli olmayan bir dünya sarmalında, bir çaba sarf ettiği için, hayatımızın tat ve lezzetlerinden de doya doya yaşamın ve geçen zamanın hızına yetişemediğimiz için bize yeten dünya yaşamımızı maalesef içine sığmayan dar bir dünya haline getirdik.
Değerli insanlar eğer aynı dünya, aynı zaman, etrafımızda var olan güzellik ve mutlulukların farkına ve varamıyorsak, bu uykuda ve gafletteki ruh halimize bir uyaranla kendi doğal dünyasına döndürmeli, insanların yetişemediği zaman yaşamlarının uçsuz bucaksız dünya sevdasına; kanaat kalkanıyla son verebilirsiniz.
Hani günümüzde sanki insanlık, duyu organlarını kaybetmiş ve vicdan ve merhamet vasıfları iflas etmiş, etrafında cereyan eden insanlık dramlarına ve dünyevi ve toplumsal olaylara kör ve sağır olmuştur. Eskiden komşusu açken, kendisi tok olarak yatmayan, darda ve sıkıntıda olan insanlara destek olan, başkalarının acı ve sıkıntılarını, kendi sıkıntılarıymış gibi gören, kendisi için istediğini Müslüman kardeşi için de isteyen bir insan topluluğu nerede kaldı acaba?
Kardeş kardeşin hayrını istemeyen, anne baba çocukları arasında ayrım yapan, karşılıksız sevgi ve saygının kalmadığı, sahte ve menfaat sarmalının dünyamızı ve yaşamlarımızı a ‘dan z ’ye kadar teslim aldığı bir dünyadan ve insanlıktan daha acaba ne beklenebilir ki?
Cenab’ı Allah’ın sevmediği ve haram kıldığı ve bugün insanlığın ve vicdanların kabul etmediği her türlü alametlerle karşı karşıyayız ve sanki toplum ve insanlık olarak bunlara çıkıpta ses ve karşı çıkmamamız bu gibi olay ve ahlaksızlıklara prim veriyormuş gibi bir intibayı dinimize ve insanlığımıza yakıştırıyor olmamız ne kadar acı verici bir imtihanla karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha, Müslüman olarak insan olarak sorgulamamız gerekir.
Kıyamet yaklaştığında zamanın akışı hızlanır; sene ay gibi; ay hafta gibi olur, işte şimdi içinde yaşadığımız zaman dilimi bizlere bu hadisi çağrıştırıyor. Uyuyan duyu organlarımızı ve kararan kalplerimiz, iflas eden merhamet ve vicdanlarımızı, onarmak için Allah’ın zikir ve tesbihatlarıyla giderelim. Uyuyan insanlık ve etrafımızdaki hakikat güzelliklerinin farkına vararak yaşamlara ve manevi dünyanın kan kaybeden dünyasına can verelim.
Sevgi ve saygılarımla
- AYASOFYA MÜZESİ ASLINA DÖNDÜ, HALEN İÇİMİZDE ASLINA DÖNEMEYEN BAZI SESLER NE ZAMAN ASLINA DÖNECEK?
- HAKKA TESLİMİYETİN ARMAĞANI KURBAN BAYRAMI
- SEÇİMİMİZ VİCDANIMIZIN SESİ OLSUN
- BİLİNMEYEN MEZRALARDA HAPS OLMUŞ İNSANLIK
- İYİLİĞİNDE ZALİMLİĞİNDE TOHUMUNU BİZ ÇİMLENDİRDİK
- İNSANLIK DEFORMASYONA UĞRAMANIN BEDELİNİ ÖDÜYOR
- ÇİVİSİ ÇIKAN DÜNYA VE İNSANLIK
- RUHU VE BEDENİYLE İNSANLIK DÜNYAYA VE GÜZELLİKLERE ADETA MÜSİLAJ SAÇIYOR
- ÇIKAR VE MENFAAT BİZİ BİZDEN ALDI
- NİCE DÜŞÜNCELERDE SAKLI HAZİNELER YARIN İÇİN BİR UMUT OLABİLİR
- FITRATA UYUM HAKİKATE DAVETTİR
- DÜNYA VE DÜNYALIK SEVGİSİ, İNSANA YATIRIMI BİTİRDİ