Nevzat Aksoy

Değerli okuyucularımız, selam ve dua ile yazıma başlıyorum. Kelimelerin, zamanın, bütün dünyadaki mal ve hazinelerin yerini dolduramadığı; doğal, bitmek tükenmez hazinelerimizdir annelerimiz. Tarif edilmez, sadece gönüllerde yaşanır. O gönül ki, yaşamımızı kuşatan bütün sorun ve sıkıntılarımıza karşı bir devlettir; bir ordunun savaşı kazanmasına bedel olağanüstü bir güçtür. Tarif edilmesi zamana ve asırlara sığmaz. Annelik, analık duygusu ölümsüzdür.

Yüce Rabbimizin annelerimize verdiği mucizevi bir güçtür analık ve annelik. İşte o güç, bugünlerimizin ve yarınlarımızın şekillenmesinde koruyucu bir kalkan gibidir. Hayatlarımızın bir nevi sigortasıdır. Bir atasözümüzde ifade edildiği gibi: “Bir ulusun istikbali, anaların elindedir.” O el ki, değdiği ve dokunduğu her yere şifa, güzellik ve bereket katan bir gül bahçesidir.

Yüce dinimizde bir hadis-i şerifte “Cennet, annelerin ayakları altındadır” buyurularak, kadına ve anaya ne kadar büyük bir değer verildiği açıkça gösterilmiştir. Annelik kutsal bir meslektir. Bu kutsal mesleğe saygı duymak ve onları başımızın tacı yapmak, Yüce Rabbimize hakiki bir kul olmanın ve dinimize bağlılığın da bir gereğidir. Yüce Rabbimiz kadını öylesine güzel yaratmıştır ki, ona annelik vasfını vererek bir sanatkâr kılmıştır. O elleri öpülesi annelere güzel yavrular nasip ederek en büyük hediyeyi vermiştir. “Ana bir sanatçı, en güzel eseri yavrusudur” sözü boşuna söylenmemiştir.

Hayatlarımızın her karesinde annelerimizin emek, sevgi ve fedakârlıklarının izi ve payı vardır. Gözlerimizi dünyaya ilk açtığımız andan bu güne dek, önce Allah’a, sonra annelerimize borçluyuz. Nefesimizin ve ömrümüzün yetmediği bu analık hakkını en güzel şekilde yerine getirmek, her evladın vazgeçilmez görevi olmalıdır.

Maalesef günümüzde, bu emeğe, bu fedakârlığa, bu sevgiye nankörlük eden evlatlar da yok değil. Annelerin merhamet, şefkat ve fedakârlıklarıyla bugünlere geldiklerini unutanlar, toplumda ve hayatlarında huzur ve sükûnu hiçbir zaman bulamazlar. Çünkü bir ana evladına zarar vermez. “Ananın bastığı yavru incinmez.” Yavrusuna zarar vermeyen bir anaya da evlatlık hakkını vermek, onlara her zaman saygı ve hürmeti göstermek vazgeçilmez bir yükümlülüktür.

Bizleri dokuz ay karnında taşıyan, hayatın tüm zorluklarına evladı için razı gelen tüm fedakâr annelerimizin Anneler Günü’nü kutlar; onlara layık bir evlat olmayı Yüce Rabbimizden niyaz ediyoruz.